Sera Tokdemir bir dönem Beşiktaş’ta kalecilik yapan Göksel Gencer ile 2003 yılında nikâh masasına oturmuştu. Çiftin bu evlilikten Boran adını verdikleri bir oğlu olmuştu. İkili 2009 ise anlaşmalı olarak boşanmıştı.
Tokdemir dün akşam 18 yaşına basan oğlu Boran Gencer için Maslak’ta bir mekanda doğum günü partisi düzenledi.
Kutlamadan kareleri Instagram hesabından paylaşan ünlü oyuncu, “Biz birlikte büyüdük. Ben tam büyümemiş olabilirim. Seni çok seviyorum biricik oğlum” ifadesini kullandı.
Beşiktaş’ın eski kalecisi Göksel Gencer 2019 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.
“OĞLUMA ‘BABAN ÖLDÜ’ DİYEMEDİM”
Sera Tokdemir konuk olduğu bir programda eski eşinin ölüm haberini aldığı günü şu sözlerle anlatmıştı:
“Biz 10 yıl önce ayrıldık ama bana göre Göksel, dünyanın en iyi insanlarından biriydi… Herkesin bir zamanı var. Hepimiz gideceğiz. Göksel’in zamanı buymuş. Haberi aldığımda biz Boran ile yurtdışında tatildeydik. Ertesi sabaha bilet aldım. 1 gün boyunca bunu saklamak çok zordu. Uykusunda olmuş, onlarda genetik kalp krizi ama…”
“Abim beni arayıp ‘haberlere çıktı’ dedi. Boran’ın telefonunu kapattırdım hemen. Telefonu kapattırana kadar birinden ‘başın sağ olsun’ mesajı geldi. ‘Anne neden bana başın sağ olsun diyorlar’ dedi. Önce hastaneye kaldırılmış dedim, yavaş yavaş durumunun kötülüğünü anlattım…
Uçakta gizli ağladım, hosteslerin yanına gidip ağladım. ‘Baban ölmüş’ diyemedim. En son uçaktan inip pasaport kontrolünden geçtiğimizde söyledim. Boran bana ‘Allah verir, Allah alır’ dedi. Boran 13 yaşında ve Göksel’e çok benzer. “
“Acılara tevekkül etmemiz lazım. Hayat bir şekilde devam ediyor. Ben 90 yaşında öleceğim belki, o zamana kadar gidip mezarda mı yatayım? Acımı kalbimde yaşıyorum.”
“Göksel’in cenazesine gidemedik. Boran da gitmedi. Annem ve abim oradaydı. Uçağımız sabah 06.00’daydı. O saate kadar Boran’ı çok zorladım. En sonunda bana ‘Anneciğim ben babamın cansız bedenini uğurlamak istemiyorum’ dedi. O dakikadan sonra bir şey söylemedim.”
“Biz iyi ayrılan bir çifttik. İyi arkadaştık. Ayrıldıktan sonra o da evlenmedi, ben de evlenmedim… 2003’te çok büyük bir aşkla evlenmiştik. Mersin’de abim kafe açmıştı. Her gün geliyordu. ‘Kim bu gelip bana bakıyor’ dedim. Sonra bir gün gelmedi. Gittim sordum arkadaşlarına ‘neden gelmedi’ dedim.
Kısa bir süre sonra arabasıyla köşeden bir döndü. Dedim ki ‘ben aşık olmuşum’. Sonra bir gün dışarı çıktık. ‘Ben sana aşık oldum, Beşiktaş’a imza atmaya gidiyorum. Eğer duygularım karşılıklıysa geri döneceğim’ dedi. 1 ay içinde sözlendik.”