Doğada vakit geçiren çocuklar daha dirençli oluyor

Doğayla İç İçe Olan Çocuklar Daha Dirençli Oluyor

Toprakla buluşan çocuklar, yani doğayla daha fazla vakit geçiren, çamura bulaşan, toprakta oynayan çocuklar hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha dirençli olurlar.

Bu durumun birkaç temel nedeni vardır:

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN GÜÇLENMESİ

Doğada bolca zaman geçirmek, çocukların bağışıklık sistemlerinin doğal yollarla güçlenmesini sağlar.

Hijyen Hipotezi:

Aşırı temiz ortamlarda büyüyen çocuklar, bağışıklık sistemlerini yeterince “eğitemez” ve bu durum alerjilere, astıma, hatta otoimmün hastalıklara yol açabilir.

STRESLE BAŞA ÇIKMA

Doğayla temas, çocuklarda kortizol (stres hormonu) seviyesini düşürür.

Toprakla oynama, çıplak ayakla toprağa dokunma gibi aktiviteler sinir sistemini sakinleştirir, huzur verici bir etki yaratır.

DUYGUSAL GELİŞİM

Toprak, taş, çamur, su gibi doğal materyallerle oynamak, çocukların duyusal entegrasyonunu ve ince/kaba motor becerilerini geliştirir.

Bu da onları fiziksel olarak daha esnek ve dayanıklı hale getirir.

PİSKOLOJİK OLARAK DAYANIKLI OLMAK

Doğada oyun genellikle daha özgürdür.

Çocuklar; düşer, kalkar, kirlenir, risk alır. Bu durum, problem çözme yeteneklerini ve özgüvenlerini artırır.

Bu tür deneyimler, çocukların zihinsel esneklik kazanmasına yardımcı olur.

DAHA İYİ UYKU VE DAHA AZ EKRAN ZAMANI

Dışarıda vakit geçirmek genellikle ekran süresini azaltır ve gün ışığıyla temastan uyku düzenini olumlu etkiler.

Yeterli uyku = daha güçlü bağışıklık ve zihinsel dayanıklılık.

Related Posts

Uzmanlardan diyaliz hastalarına ‘yazın doğru beslenme ve dengeli sıvı tüketimi’ uyarısı

Yaz aylarında diyaliz hastaları için en büyük tehdidin hatalı beslenme ve fazla sıvı alma olduğuna dikkati çeken uzmanlar, yüksek tansiyon ve kalp gibi çeşitli rahatsızlıklarla karşılaşmamak için dengeli ve doğru tüketim tavsiyesinde bulundu.

Kilo kaybı değil, ruhsal çöküş: Anoreksiya

Kilo kaybı değil, ruhsal çöküş: Anoreksiya

Şifalı olduğuna inanılıyor, turistlerden yoğun ilgi görüyor: Uzmanlardan ‘şifalı su’ uyarısı!

Trabzon’da yerli ve yabancı turistler, halk arasında ‘şifalı su’, ağızda bıraktığı acı tat nedeniyle ‘acı su’ olarak da adlandırılan mineralli suların bulunduğu kaynaklara rağbet gösteriyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) Prof. Dr. Fatma Gültekin, su kaynaklarının analizleri yapılmadan kullanılmasının riskli olduğunu belirterek, “Su içerisinde fazla bulunan iyonlar, ağır metaller, çevredeki insani faaliyetler sonucu suya karışan zararlı parametrelerden dolayı da sağlık açısından sakınca yaratabilir” dedi.

Sinsi ilerlediği için griple karıştırılabiliyor! Sessiz kalp krizinde 7 belirtiye dikkat

Kalple ilgili sağlık problemlerinin bazen sinsi ilerleyebileceğinden bahseden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, sessiz kalp krizinin 7 belirtisini açıkladı.

Sosyal hayatı mahveden hastalık: Balık Kokusu Sendromu

Prof. Dr. Zeynep Ocak, “Balık kokusu sendromu sosyal hayatı bitiriyor, kişinin dışlanmasına ve yalnızlaşmasına neden oluyor” dedi.

Alzheimer’ın son perdesi: Hastalık evre evre nasıl ilerler?

Alzheimer’ın başlangıcı unutkanlık olabilir ama sonu çoğu zaman kendi adını, yüzünü, hayatını hatırlamamaktır. Bu bir bireysel çöküş değil, tüm ailenin sınavıdır. Erken evrede telefon kaybolur. Orta evrede evin yolu, geç evrede kaşık ne işe yarar o bile unutulur. Alzheimer, yalnızca bir hastalık değil, bakımda bir maratondur.