Doç. Dr. Sibel Özcan: “Kronik ağrı çözümsüz değildir”

Doç. Dr. Sibel Özcan: Ağrı Problemleri Çözülebilir!

Elazığ – Fırat Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapan Anesteziyoloji ve Reanimasyon alanında uzmanlaşmış Doç. Dr. Sibel Özcan, kronik ağrılar ve çözüm yolları hakkında bilgi verdi.

Doç. Dr. Sibel Özcan, acil bir tepki olan akut ağrının doku hasarına karşı vücudun doğal bir savunma mekanizması olduğunu belirtirken, kronik ağrının ise uzun süren ve günlük yaşantıyı olumsuz etkileyen bir durum olduğunu vurguladı. Ağrının şiddeti ve türünün değişebileceğini, yanma, uyuşma veya basınç hissinin eşlik edebileceğini söyledi. Kronik ağrının vücudun her yerinde görülebileceğini ve fiziksel ile psikolojik olarak insanı zorlayabileceğini ifade eden Doç. Dr. Özcan, kronik ağrının hayatı olumsuz etkilediğine dikkat çekti.

Doç. Dr. Sibel Özcan, dünya genelinde insanların %60-65’inin kronik ağrı ile mücadele ettiğini belirterek, en yaygın görülen kronik ağrı türlerinin bel ve boyun ağrıları olduğunu açıkladı. Kronik ağrının tek bir tedaviyle çözülemeyen zorlu bir süreç olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özcan, algolojinin bu konuda önemli bir bilim dalı olduğunu ve multidisipliner yaklaşımlar ile hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedeflediğini söyledi.

Diğer bir kronik ağrı türü olarak da baş, yüz, diz, omuz ve kalça ağrılarını ele alan Doç. Dr. Sibel Özcan, bu tür ağrıların tedavisinde farklı yöntemlerin uygulanabildiğini belirtti. Ayrıca, teknolojinin gelişmesiyle birlikte sırt ağrısı şikayetlerinin arttığını ve bu durumda kaslara yapılan enjeksiyonların faydalı olabileceğini vurguladı.

Ağrıların çoğunlukla tedavi edilebilir olduğunu belirten Doç. Dr. Sibel Özcan, özellikle kanser hastaları için uygulanan tedavi yöntemlerinin yaşam kalitesini artırmada etkili olduğunu vurguladı. Girişimsel ağrı tedavilerinin günümüzde önemli bir yer tuttuğunu belirten Doç. Dr. Özcan, teknoloji ve bilimin ilerlemesiyle ağrıların genellikle tedavi edilebildiğini ifade etti.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı – Sağlık / ERKAN BAY

Related Posts

Uzmanlardan diyaliz hastalarına ‘yazın doğru beslenme ve dengeli sıvı tüketimi’ uyarısı

Yaz aylarında diyaliz hastaları için en büyük tehdidin hatalı beslenme ve fazla sıvı alma olduğuna dikkati çeken uzmanlar, yüksek tansiyon ve kalp gibi çeşitli rahatsızlıklarla karşılaşmamak için dengeli ve doğru tüketim tavsiyesinde bulundu.

Kilo kaybı değil, ruhsal çöküş: Anoreksiya

Kilo kaybı değil, ruhsal çöküş: Anoreksiya

Şifalı olduğuna inanılıyor, turistlerden yoğun ilgi görüyor: Uzmanlardan ‘şifalı su’ uyarısı!

Trabzon’da yerli ve yabancı turistler, halk arasında ‘şifalı su’, ağızda bıraktığı acı tat nedeniyle ‘acı su’ olarak da adlandırılan mineralli suların bulunduğu kaynaklara rağbet gösteriyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) Prof. Dr. Fatma Gültekin, su kaynaklarının analizleri yapılmadan kullanılmasının riskli olduğunu belirterek, “Su içerisinde fazla bulunan iyonlar, ağır metaller, çevredeki insani faaliyetler sonucu suya karışan zararlı parametrelerden dolayı da sağlık açısından sakınca yaratabilir” dedi.

Sinsi ilerlediği için griple karıştırılabiliyor! Sessiz kalp krizinde 7 belirtiye dikkat

Kalple ilgili sağlık problemlerinin bazen sinsi ilerleyebileceğinden bahseden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, sessiz kalp krizinin 7 belirtisini açıkladı.

Sosyal hayatı mahveden hastalık: Balık Kokusu Sendromu

Prof. Dr. Zeynep Ocak, “Balık kokusu sendromu sosyal hayatı bitiriyor, kişinin dışlanmasına ve yalnızlaşmasına neden oluyor” dedi.

Alzheimer’ın son perdesi: Hastalık evre evre nasıl ilerler?

Alzheimer’ın başlangıcı unutkanlık olabilir ama sonu çoğu zaman kendi adını, yüzünü, hayatını hatırlamamaktır. Bu bir bireysel çöküş değil, tüm ailenin sınavıdır. Erken evrede telefon kaybolur. Orta evrede evin yolu, geç evrede kaşık ne işe yarar o bile unutulur. Alzheimer, yalnızca bir hastalık değil, bakımda bir maratondur.